Okudum: Deşifre! Deha (Mai Jia)

Adı: Deşifre! Deha
Orj Adı: Decoded
Yazar: Mai Jia
Fiyat: 12 tl

Kitap bir aileyi anlatarak başlıyor. O aileden bir dahi çıkıyor. Sonra ölüyor. Onun torunu da dahi oluyor. Adı genel olarak Jinzhen. Bir matematik dahisi. Ama içe kapanık. Sonra bunu keşfediyorlar ve ülkesi adına çok önemli bir kuruma alıyorlar. Kriptograf olarak. O zamanın en çözülemez zor şifresi MOR'u çözüyor. Görevinde yükseliyor, evleniyor. Sonra bir şifre daha çıkıyor, SİYAH. Bu mordan daha zor. Bu şifreyi çözerken aklını yitiriyor Jinzhen. Kitap genel olarak bunları anlatıyor işte.

Sanırım gerçek bir hikaye. Anlatım hep yazarın ağzında. Arada röportaj notları da var. Sürükleyici diyemem, ama fena da sayılmaz.

Okudum: Zemberekkuşu'nun Güncesi (Haruki Murakami)

Adı: Zemberekkuşu'nun Güncesi
Orj. Adı: Necimaki-dori Kuronikuru
Yazarı: Haruki Murakami

Ödünç alıp okudum. Çok uzun bir kitap kendisi, 700 kusür sayfa ve sayfalar o kadar ince basılmış ki, oku oku bitmiyor. Arkasında sadece kişilerden bahsedilmiş. Bu kadarıyla bile garip bir kitap, onu söyleyeyim. Tür olarak şudur diyemiyorum. Çünkü hiç bir türe tam olarak sığmıyor, içinde biyografi, macera, arada felsefik, fantastik her türlü şey var. Çok kafa karıştırıcı değil ama değişik.

Toru Okada evli ve işsizdir. 30 yaşındadır. Monoton bir hayatı vardır. Takma adı da Zemberekkuşu'dur. Bir gün kedisi kaybolur, sonra onu bulmak için bir çeşit medyum girer hayatlarına ve medyumun garip kız kardeşi. Bunlarla bir süre görüşür. Sonra karısı aniden terk eder Toru Okada'yı. Bu aralarda komşu evin ergen kızı May Kasahara ile tanışır. O da bambaşka bir dünya.. Olaylar son derece sıkıcıdır aslında ama işin içine mistik boyut da giriyor. İnsan ister istemez merak ediyor. Medyum ve kardeşi bir anda yok olurlar, sonra zengin bir kadın çıkar ortaya. Onun da tuhaf yetenekleri var, kitabı bitirdiğim halde hala çözemedim bak. Bu kadının en az kendi kadar tuhaf bir de oğlu var, her işi halleden bir tip. Bunlar bir süre Toru'ya yardım ederler. Tabi baş kahramanımız kitap boyunca karısını geri elde etmeye çalışır. Arada eski savaş gazileri ve garip kehanetleri olan adamlar da var. Onların hayat hikayelerini dinlemek zorundayız. Bir de Kumiko'nun garip abisi var tabii, o adamı da çözemedim, çok kasıntı olduğunu söyleyebilirim sadece..

Tüm bu sıkıcılık ve sıradışılık iç içe nasıl oldu da 700 sayfalık bir romana dönüştü anlayamıyorum. Okurken pek uyuya da kalmadım ama hala çözemediğim yerler var. Kitap tam bir tuhaflık ürünü. Sakin kafanız varsa okuyun..

Okudum: S Topluluğu (Susan Hubbard)

Adı: S Topluluğu
Orj. Adı: The Society of S
Yazar: Susan Hubbard
Fiyat: 8 tl

Marketten almıştım bu kitabı. Anlatımı sıkıcı değil, çabuk gidiyor, kitapta vampirler var ama iğrenç de değil. Beğendim bile diyebilirim.

Ariella adında bir kız var. Tamamen dışarıyla soyut bir hayat yaşıyor. Babası, hizmetçileri ve garip iki kişi daha. Kız zamanla babasının vampir olduğunu öğreniyor ve kendisinin de. Hizmetçinin kızıyla arkadaş oluyor ama kız öldürülüyor. Sonra annesini bulma çabasıyla yollara düşüyor. Otostop yaparken, kötü niyetli şoförü ısırıp öldürüyor ve kanla beslenmeye buralarda başlıyor. Sonra annesini buluyor. Babasının öldüğünü söylüyorlar, ama o inanmıyor. Annesiyle birlikte babasını da buluyor...

Olaylar kızın ağzından anlatılıyor. Günlük yazar gibi. Aslında çok çekici bir kitap değil ama fena da sayılmaz. Okunur yani..

Okudum: Tanrı'nın Formülü (Jose Rodrigues Dos Santos)

Adı: Tanrı'nın Formülü
Orj. Adı: A Formula De Deus
Yazar: Jose Rodrıgues Dos Santos

Ödünç alıp okumuştum. Anlatım sürükleyici, akıcı ama içindeki aşırı bilimsel konuşmalar fazla sıkıcı. O yüzden 4 günde bitirdim. Sadece maceradan oluşsaydı 2 günde biterdi bu kitap.

Konusu, Einstein ölmeden önce bir araştırmasının notlarını yazar. Şifreleyerek de gizler. Yıllar sonra bir şekilde ortaya çıkar bu notlar. Ama içeriği anlaşılmaz. İran'ın bilim merkezinde incelemeye alınır. Atom bombası geliştirmek için kullanmak isterler bu notları ama çözemezler. Bir tarihçiden yardım isterler şifreyi çözsün diye. O tarihçinin de başına gelmeyen kalmaz. Kaçırılır, hapse atılır, yolu taa Tibetlere düşer. Oraları çok maceralı işte. Ama arada profesörlerle yapılan çok uzun ve sıkıcı bilimsel konuşmalar var ki, beni benden aldı. Ama genel olarak tatmin edici bir kitap.

Okudum: Oyunun Sessiz Tanığı (Iris Johansen)

Adı: Oyunun Sessiz Tanığı
Orj. Adı: Silencing Eve
Yazar: Iris Johansen
Fiyat: 10 tl

Marketten aldığım sıradan bir kitap. Sanırım bir serinin devam kitabıymış, okurken konuya lap diye dalmasının sebebi bu olmalı :) Pek sarmadı. Açıkçası seriyse bile öncesini veya sonrasını merak da etmiyorum.

Heykeltıraş bir kadının kızı yıllar önce ölmüş. Ama ruhu arada annesiyle konuşuyor ve bu kadını bir sebepten kaçırıyorlar. Kadının seveni çok, onu kurtarmaya çalışıyorlar. Araya değişik yetenekleri olan kişiler karışıyor, hayvanlarla konuşan, kan akışını düzenleyen vs. Olay tam hareketlenirken sıkıcı sevgili ilişkilerine dalıyor, kimin eli kimin cebinde belli değil. Kısacası sevmedim..

Okudum: Cehennem Köşesi (David Baldacci)

Adı: Cehennem Köşesi

Orj Adı: Hell's Corner

Yazar: David Baldacci

Yine bir cinayet kitabı. Bu sefer işin içinde ajanlar var, hatta sadece ajanlar var :)

Baş karakter Oliver Stone. Bu adamı John Wick'e benzettim nedense. Okurken de oymuş gibi düşündüm. Her olayın üstesinden bir şekilde gelebilen ve ölmeyen bir adam.

Beyaz sarayın karşısındaki bir parkta bomba patlıyor. Sebebi uzun süre bulunamıyor. Deliller pek ipucu vermiyor. Ve kiminle görüşmeye gitseler, kimden şüphelenseler, başka gruplar hemen onları öldürüyor. Bi ara, olayın çözümlenemeyişine içim sıkılmıştı ama genel olarak heyecanlı bir kitap. 

Oliver Stone'u sevdiriyor, sadece o kadar yaşlı olmamalıydı diye düşünüyorum. Tabi sonlara doğru şaşırtıcı şeyler de var.  

Wet n Wild Oje - E458C Yo Soy/ Féve de soya

Wet n Wild Oje - E458C Yo Soy/ Féve de soya

Gratis'ten almıştım yaklaşık 2.5 tl.
Rengi hoşuma gitti, tam bir nude oje. Ama tek katta rengini veremiyor, bulanık kalıyor biraz. 2. katta elimdeki gibi görünüyor. Hızlı kuruyor. Fırçası dar ve uzun, sert biraz. Kolay sürülmüyor bu yüzden.
Yine de rengi için sevdim. Şişesi de pek şirin :)